Ana içeriğe atla

SIRÇA KÖŞK (SABAHATTİN ALİ)



Sabahattin Ali'nin hikaye ve masallarını topladığı bir yapıt.
Kitabın içinde bulunan hikayeler:
Portakal 7
Beyaz Bir Gemi 18
Katil Osman 27
Böbrek 35
Cıgara 52

Millet Yutmuyor 56
Bahtiyar Köpek 59
Çilli 63
Dekolman 70
Hakkımızı Yedirmeyiz 77
Cankurtaran 82
Çirkince 93
Kurtla Kuzu 107

Kitaptaki Masallar:
Bir Aşk Masalı 123
Devlerin Ölümü 128
Koyun Masalı 131
Sırça Köşk 136

Bu eserde bulunan hikaye ve masalları Sabahattin Ali 1944-1946 yıllarında yazmıştır.
Böbrek hikayesinde, Böbrek taşından muzdarip Avni Akbulut'un doktor doktor dolaşıp böbrek taşı ameliyatı olabilmek için verdiği uğraşları anlatıyor. Doktorların ne kadar paracı oldukları, menfaatperest oldukları anlatılıyor.
Katil Osman hikayesinde ise aslında çok saf bir çocuk olan Osman'ın katile dönüş hikayesi anlatılıyor.
Dekolman hikayesinde doktorların dekolmanla ilgili yeni bir makale yayınlanması ve bu makaledeki bilgileri yeni yapacakları ameliyata tatbik etmelerini anlatan bir hikaye. Dekolaman tıbbi bir terim. Tıbbi yazıları Almanca'dan tercüme eden anlatıcının doktorların ne kadar para düşkünü oldukları, başkalarının emeğini küçümsedikleri kendilerine gelince çok büyük meblağlara muayene ettiklerini anlatan mizahi bir hikaye.
Hakkımız Yedirmeyiz hikayesinde ise yolsuzluk yapan, rüşvet yiyen ambar memuru Hacı Beyin ne haltlar yediği anlatılıyor. Birinci şahıs ağzından anlatılan hikayede anlatıcıyı da yaptığı işe ortak ediyor sonunda. Anlatıcı önceleri onu çok dürüst biri olarak görüyor; ancak sonra anlıyor onun ne mal olduğunu. Hem de ne kadar yüzsüz olduğunu.
Çirkince adlı hikayede ise Çirkince'nin nasıl Şirince'ye dönüştüğü anlatılıyor.
Sırça Köşk adlı masal ise şu nasihatla bitiyor:
Sakın tepenize bir sırça köşk kurmayınız. Ama günün birince nasılsa böyle bir sırça köşk kurulursa, onun yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın. En heybetlisini tuzla buz etmek için üç beş kelle fırlatmak yeter.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fuzuli'nin Gazelleri

GAZEL - 1 1. Dostum âlem seninçün ger olur düşmen bana Gam degil zira yetersin dost ancak sen bana 2. Aşka saldım ben beni pend almayıp bir dosttan Hiç düşmen eylemez anı kim ettim ben bana

OĞLUM-HİkÂYE

Bu öykümü özel çocukları olan dünyanın en özel en fedakar annelerine armağan ediyorum. Sevgimle... OĞLUM Doktorun muayenehanesinden çıktığımızda, şu an da olduğu gibi gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Eşim, çocuğumuzda bir tuhaflık var dediğimde, bana kızıp, küfrettiği gibi, doktora küfretmeye başladı. “Aslan gibi oğlumu, neden psikiyatra götüreyim” diye söylenip, durdu. O yıllar, Sivas’ta çocuk psikiyatrı değil, psikiyatr bile yoktu. Mahmut’umu, Ankara’ya bir psikiyatra götürmek için, babasını ikna edebildim. Nasıl ikna edebildiğimi ne düşünmek, ne de söylemek istiyorum. Ankara’da, çocuk psikiyatrının teşhis koyması çok uzun sürmedi. Gözlerime baktı, “Mahmut otistik” dedi. Otistik… Otizm ne ola… Otistik ne ola… İlacı… Nasıl ilacı olmaz… Vardır bir ilacı… Yok mu? Peki, kaç yaşında geçer… Hiç geçmez mi… Ben iyi bir annemiyim… Babasına yazıklar mı olsun… Olsun be doktor, babasına yazıklar olsun, nasıl anladın ki bunları… Mahmut’umun sırtında dayak...