Ana içeriğe atla

Ömer Seyfettin'in Hikayelerinin Listesi

Acaba Ne idi?
Acıklı Bir Hikâye
Aleko
And
Antiseptik
Aşk Dalgası
Aşk ve Ayak Parmakları
Apandisit
At
Ayın Takdiri
Ay Sonunda
Baharın Tesiri
Bahar ve Kelebekler
Balkon
Başını Vermeyen Şehit
Bekarlık Sultanlıktır
Beyaz Lale
Beynamaz
Birdenbire
Binecek Şey
Bir Hatıra
Bir Hayır
Bir Kayışın Tesiri
Bir Temiz Havlu Uğruna
Bir Vasiyetname
Bit
Bomba
Büyücü
Cesaret
Çanakkale'den Sonra
Çakmak
Çirkinliğin Esrarı
Dama Taşları
Devletin Menfaait Uğruna
Diyet
Dünyanın Düzeni
Düşünme Zamanı
Eleğimsağma
Elma
Efruz Bey
Falaka
Ferman
Fon Sadriştayn’ın Karısı
Fon Sadriştayn’ın Oğlu
Forsa
Gizli Mâbed
Gürültü
Havyar
Hafiften Bir Seda
Horoz
Hürriyet Bayrakları
İffet
İki Mebus
İlk Cinayet
İlk Düşen Ak
İlk Namaz
İnsanlık ve Köpek
İrtica Haberi
Kaç Yerinde
Kaşağı
Kerâmet
Kıskançlık
Kızıl Elma Neresi?
Koleksiyon
Korkunç Bir Ceza
Kumrular
Kurbağa Duası
Kurumuş Ağaçlar
Külah
Kütük
Lokanta Esrarı
Makul Bir Dönüş
Mehdi
Mehmaemken
Memlekete Mektup
Mermer Tezgah
Miras
Muayene
Muhteri
Müjde
Nakarat
Namus
Nasıl Kurtarmış?
Nadan
Nezle
Niçin Zengin Olmamış?
Nişanlılar
Nokta
Öpücüğün İlkel Bİçimi
Pamuk İpliği
Pembe İncili Kaftan
Perili Köşk
Pireler
Primo Türk Çocuğu
Ruzname
Rüşvet
Rütbe
Sivrisinek
Şefkate İman
Tarih Ezeli Bir Tekerrürdür
Tavuklar
Teke Tek
Terakki
Teselli
Topuz
Tos
Tuhaf Bir Zulüm
Tuğra
Türbe
Türkçe Reçete
Uçurumun Kenarında
Uzun Ömer
Üç Nasihat
Velinimet
Vire
Yalnız Efe
Yeni Bir Hediye
Yemin
Yuf Borusu Seni Bekliyor
Yüksek Ökçeler
Yüzakı
Zeytin Ekmek



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fuzuli'nin Gazelleri

GAZEL - 1 1. Dostum âlem seninçün ger olur düşmen bana Gam degil zira yetersin dost ancak sen bana 2. Aşka saldım ben beni pend almayıp bir dosttan Hiç düşmen eylemez anı kim ettim ben bana

OĞLUM-HİkÂYE

Bu öykümü özel çocukları olan dünyanın en özel en fedakar annelerine armağan ediyorum. Sevgimle... OĞLUM Doktorun muayenehanesinden çıktığımızda, şu an da olduğu gibi gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Eşim, çocuğumuzda bir tuhaflık var dediğimde, bana kızıp, küfrettiği gibi, doktora küfretmeye başladı. “Aslan gibi oğlumu, neden psikiyatra götüreyim” diye söylenip, durdu. O yıllar, Sivas’ta çocuk psikiyatrı değil, psikiyatr bile yoktu. Mahmut’umu, Ankara’ya bir psikiyatra götürmek için, babasını ikna edebildim. Nasıl ikna edebildiğimi ne düşünmek, ne de söylemek istiyorum. Ankara’da, çocuk psikiyatrının teşhis koyması çok uzun sürmedi. Gözlerime baktı, “Mahmut otistik” dedi. Otistik… Otizm ne ola… Otistik ne ola… İlacı… Nasıl ilacı olmaz… Vardır bir ilacı… Yok mu? Peki, kaç yaşında geçer… Hiç geçmez mi… Ben iyi bir annemiyim… Babasına yazıklar mı olsun… Olsun be doktor, babasına yazıklar olsun, nasıl anladın ki bunları… Mahmut’umun sırtında dayak...