Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

CANANIMSIN

Hasretiyle yandığım cananımsın Aşkıyla kavrulduğum cananımsın Gönül verip uğruna baş koyduğum Bir bakışıyla mest olduğum Kendisine talip olduğum cananımsın Hasta gönlüme ilacımsın, dermanımsın Her daim yanımdaki hasretimsin İçimde bitmeyen sızım, damağımdaki tadımsın Yüreğimde dinmeyen alevim, sönmeyen ateşimsin Bir simidi paylaştığım cananımsın Elimden tutup kaldırdığın Tüm âleme karşı koyduğun Tabulara çizgi çektiğin Engelleri beraber aştığım Zorluklara göğüs geren cananımsın Uğruna bir ömür çile çektiğim Nur cemalini görmek için Yıllar yılı hep hasret kaldığım Yanına varmak için haber saldığım Lale yanaklı cananımsın Ender Aydoğan

İÇİN

Gözümden süzülen yaşlar senin için. Gönülden sevişler hep senin için Zavallı aşığa bak için için Merhamet etmez misin şu fakir için Düşün, hisset bu aşkı sevdayı Seni candan seven şu garip için Çakıldın kalbime şu sızlayan gönlüme Bir bakışın yeter sevinmem için Sevilmek, neşelenmek, ferman etmek senin için Perişanlık, kederlenmek, söz dinlemek benim için Ağlarım gece gündüz sana kavuşmak için Dualarımda sen varsın sana varmak için  Kol kırılır yen içinde kalır  Bir dilek tut sen de benim için Eğerim boynumu bir umut var mı diye Kal sen de yanımda yan benim için  Ender Aydoğan  

YAZACAĞIM

Uyandım saçlarının gül kokusuyla Huzur buldum yârimin busesiyle Mesut oldum onun hoş sesiyle Adını adımın yanına yazdım Bir hoş oldum nezaketinle Mest ettin beni zarafetinle Cezbettin beni o hoş edanla Adını adımın yanına yazdım Büyüledin beni edanla, işvenle Cana can katan cilvenle Bir de dirilten tebessümünle Adını adımın yanına yazdım Beni esir eden nazınla Bazı bazı cesaret veren süzüşünle Bahtiyar olduğum gülüşünle Adını adımın yanına yazdım Her an kalbim çarpar seninle Bir an unutsam titrerim adınla Çaresizim sana olan sevdamla Adını adımın yanına yazdım Ender Aydoğan

YOK

Sensiz geçen ömrün neşesi yok sevinci yok Sensiz olan baharın tadı yok tuzu yokİ Alev alev sardı her yanımı bu sevda benim Yarin bize bir selamı yok sabahı yok Selam geldi yardan bugün bana bayram var Onsuz geçen günlerimin baharı yok yazı yok Kelimeler dizilir sana olan sevdam için Kalem elden düşmüyor sensizliğe dermanım yok Geldi geçti seneler sensizlik beni deli eder Sensiz geçen bir hayatın bir anlamı yok Anlattım ona tüm derdimi, hasretlik büktü belimi Söylesem de son türkümü hastalığımın ilacı yok Kaç yıl oldu ayrıyım ana ocağından yâr kucağından Varıp söylesem de haberdar etsem de hükmü yok Ender Aydoğan                

Ah'lar Ağacı Şairi Didem Madak

  Edebiyat sahnesinin çiçekli ve anne kokan şiirlerinin güzel kadın şairi, Didem Madak’ın hayat hikayesidir.... Didem Madak, 8 Nisan 1970’de İzmir’de doğar. Annesi Füsun, Madak doğduktan 6 yıl sonra şiirlerinde bahsettiği ‘uzun siyah saçlı kız’ Işıl’ı dünyaya getirir. Öğretmen olan anne babaları ile birlikte çok mutlu olan bu iki kız kardeş aynı zamanda çok iyi arkadaştırlar. “Işıl çocuktu o zaman, ben de öyle, Mevsim kesin yazdı, karpuzdan feneriyle, Hani her çocuğu başka bir çocuğa yaklaştıran bir şarkı vardır ya, Kıyıya yanaşan bir gemi gibi.”Zorluklarla geçen çocukluk yılları Didem Madak’ın çocukluğu fırtınalı geçmiştir. 12 Eylül döneminde babası okul müdürüyle tartıştığı için Uşak’a sürülür. Fakat annesi Füsun Hanım’ın tayini çıkmadığı için kızlarıyla birlikte Burdur’da kalır. Ülkenin çok karışık bir süreçten geçtiği bu dönemde yalnız kalan Füsun Hanım ve kızları korku dolu günler geçirir. Füsun Hanım bir gün, geceleri onları uyutmayan arka bahçedeki mısır yapraklarının hışırtılar

BİLMEZ MİSİN

Gönülden gönüle bir yol vardır, Beni sana esir eden bir nazar vardır, Tatlı sözlerinde bir sihir vardır, Beni mecnun ettin bilmez misin? Aşkından sararıp solsa da gönlüm, İçten içe ağlasam da dinmez hüznüm, Deva bulmaz bir ateşte yansa ruhum, Ateş söndüren su sendir bilmez misin? Çareyi aradım hep başka yerde, Gerçek sevdayı bulduğum sende, Gönül ateşinin yandığı yerde, Söndürecek sensin bilmez misin? Ruhumu esir alıp beni ağlattın, Çevirip muma ateşlerde dağlattın Gönül aynamı sende parlattım Sultanım sensin bilmez misin? Ender Aydoğan

KABUL ET

Gönülden gönüle bir yol vardır  O yol içinde bir güzel vardır Bu gönlün elbet bir sahibi vardır Sen de seviyorsun kabul et Gül yanağını görünce şaşırdım kaldım Volkanlar patladı içimde bir afete kandım Sanki kendimi cennette sandım Melek yüzlüm sevdin beni kabul et Elde kalem aklımda değişik düşünceler Bu aşk beni derde giriftar eder Ne zaman dile gelse düşünceler Sevdim seni ay yüzlüm kabul et Bazı Leyla oldum bazı Mecnun Dertlerim bu gece efzundur efzun Bendeki bu aşk füsundur füsun Şirin sözlüm sevdim seni kabul et Geçmişe takılıp kalmasan bari Gelecek yakındır bir sevsen beni Bir umuttur yaşatan aşkındır beni Servi boylum sevdin beni kabul et Ender Aydoğan

OLUR

Yağmur yağar ince ince Gönül bir ahuyu sevince Bir de çeşmini görünce Mest ü hayran olur. Gönül meyil verince Senin gibi yâr sevince Aşk yolunda tam pişince Gönül seninle hemhal olur Gözüm gözüne değince Bir hoş olurum gülünce İnci dişlerini de görünce Canım benim handan olur Elim eline değince Yâr kucağına uzanınca Cananla beraber uyanınca Gönlüm benim bahtiyar olur. Ender Aydoğan

ELLERİNDE

Arasan da olur aramasan da Gönül senin gül teninde Beklesen de olur beklemesen de  Gönül senin iç çekişinde Bilsen de olur bilmesen de Aşkım senin her nefesinde Bulsan da olur bulmasan da Sevdam senin gülüşünde Haber versen de olur vermesen de Gönül senin bam telinde Görsen de olur görmesen de  Canım senin ellerinde Duysan da olur duymasan da Ah edişim benim sen nefesimde İnansan da olur inanmasan da Varsın kalbimin her atımında Tutulsan da olur tutulmasan da Yangın benim her yanımda Yaksan da olur yakmasan da Ateş benim her tarafımda Taşısan da olur taşımasan da Bu aşk benim ta yüreğimde Tutsan da olur tutmasan da Ellerim senin ta ellerinde Anlasan da olur anlamasan da Aşkım senin tam yamacında Bağlansan da olur bağlanmasan da Sevgim senin aşk pınarında Süslensen de olur süslenmesen de Kalbim senin gönül güzelliğinde Çözsen de olur çözmesen de Düğüm senin sırma saçında Ender Aydoğan

YAŞANIR MI

Sular akıp durulmadan Denkler dengini bulmadan Can canana kavuşmadan Hayat sensiz yaşanır mı? Bu dert içinde bulunmadan Sevda çağında sevilmeden Derdim sana açılmadan Hayat sensiz yaşanır mı? Gül cemalini görmeden Tüm engelleri aşmadan Hâlim sana anlatmadan Hayat sensiz yaşanır mı? Eyyüp gibi ağlamadan Sular gibi çağlamadan Gönül sana açılmadan  Hayat sensiz yaşanır mı? Bu dil sana bağlanmadan Gam yükünü çekmeden Yolun dahi gözlemeden Hayat sensiz yaşanır mı? Sevda içimde büyümeden Bir an seni düşünmeden Varlığın ruhumda hissetmeden Hayat sensiz yaşanır mı? Ender Aydoğan

DİLE BENDEN

Güneş tepelerden doğunca Bir umut kaplar içimi Sen bana böyle gülünce Ne dilersen dile benden Akşam olup sen evine dönünce Bir hüzün kaplar içimi Kendine iyi bak deyince Ne dilersen dile benden Gece olup yatağıma yatınca O hoş sesin gelir aklıma Rüyalarıma sen girince Ne dilersen dile benden Her gün böyle böyle olunca Neşe kaplar benim ruhumu Senden güzel haber gelince Ne dilersen dile benden Tatlı sözünü duyunca Mest edersin canımı Bir de güzel bakınca Ne dilersen dile benden Candan cana sarılınca Hoş edersin gönlümü Bir de elimi tutunca Ne dilersen dile benden Aşkın alevi beni sarınca Yaktı ruhumu yârin hayali Kavuşmak için aştım cibali Ne dilersen dile benden Yıllardır güle hasret kalınca Tüttü burnumda hoş kokusu Tüm bedenimi benim sarınca Ne dilersen dile benden Aşk acısını tadınca Sildim gönül pasını Yâr belini sarınca Ne dilersen dile benden Ender Aydoğan

SEN OLMAYINCA

Bulamadım dünyada gönlüme mekan Yanımda senin gibi bir yâr olmayınca Olmayınca sen bitmez tükenmez ah u zarım Gönül eğlenecek yer bulamaz yanında yar olmayınca Dostlarım bana hep yabancı, arkadaşlar bir sancı İçimdeki ben bana yabancı mı yabancı Kendimi sana anlatabilmek inancı Sardı tüm bedenimi yanımda sen olmayınca Bütün varımı alsa da benden Tek ayırmasın seni benden Bu hasretlik gider mi benden Yanımda sen olmayınca Talih bana gülmez şans kapımı çalmaz Onulmaz bir derde düştüm sen olmayınca Ağrılarım dinmez dertlerim bitmez Sarar beni kederler yanımda sen olmayınca Ender Aydoğan

SEVECEĞİM

Dökülür dilimden kelimeler Bu gönül senin şarkını besteler Kimler ne derse deseler Seni kalpten seveceğim Bazı günler bazı geceler Tek yanımda ol yeter Senden gelir güzel bir haber Seni candan seveceğim Bu gönül hep seni bekler Kalpten geçer nice kelimeler Bir sesin beni teselli eder Seni içten seveceğim Bir yokluğun beni deli eder Bir varlığın beni mutlu eder Sessiz ve içten bekleyişler Seni gönülden seveceğim Ender Aydoğan

SENDEN BAŞKA

İçtim ayrılığın ayrılığın zehrini Çektim sensizliğin çilesini Yedim kaderin sillesini Sevemedin senden başka Çözemedim ben aşkın sırrını Silemedim ben gönül pasını Bilemedim bu bendeki coşkuyu Sevemedim senden başka Taşıdım ben aşkın yükünü Bekledim yıllar geçse de yârimi Aradım her yerde ben canımı Sevemedim senden başka Uzattım sen gelmesen de elimi Dolaştım bulmak için ben seni Duydum taşımışsın sen de bu sevdayı Sevemedim senden başka Durdurdum senin için dakikaları Haykırdım dağlara içten sevdamı Geçirdim çileyle o güzelim yılları Sevemedim senden başka Ender Aydoğan

Az Kuru

Üniversite'ye yeni başlamıştı. Ekonomik durumu iyi değildi. Ailesi yeteri kadar para gönderemiyordu. Mühendislik okuyordu. Çarşıda bir lokantaya girdi; - "Az kuru alabilir miyim? “ dedi. - Lokantacı hali anladı. Ağzına kadar dolu bir tabak kuru, bir de pilav getirdi. Para ise, sadece az kuru parası aldı. Talebe hergün" az" dedi; lokantacı çoook verdi. Yıllar geçti, okul bitti. Yıllar daha da geçti. Talebe zengin bir mühendis oldu. Aklına "az kuru" geldi. Atladı okuduğu şehre gitti. Çarşıda lokantanın olduğu yere gitti. Baktı ki lokanta yok. Hemen esnafa sordu: - "Buradaki lokanta nerede, sahibi nerede? “ Esnaf, - Lokanta kapandı, amca da az aşağıda oturuyor. Tarif ettiler. - Talebe gitti evi buldu. Kapıyı çaldı. Amca kapıyı açtı. -" Buyurun dedi" - Amca ben yıllar evvel burada okudum. Hep az istedim sen hep çook verdin. Amca talebeyi hatırlamadı. O her talebeye öyle yapardı. - "Hatırlamadım oğlum, yıllar oldu." dedi. Talebe, - "

HAYRANIM

Tatlı tatlı bakışın İnce ince süzüşün Bir de hoş gülüşün Ben sana hayranım Baldan tatlı dudakların Kiraz gibi yanakların Servi boylu endamın Ben sana hayranım Gönül çelen sözlerin Efsun eden gözlerin Hoş kokulu saçların Ben sana hayranım İnce narin ellerin İnci mercan dişlerin Keman gibi kaşların Ben sana hayranım Ender Aydoğan

DÖNERİM

Hem ağlarım hem gülerim Ben yârimi çok severim Sesini bir gün duymasam Yaşayan ölüye dönerim Dudaklarımda hep o güzel adın Gönlümde bitmez senin aşkın Seni bir gün görmesem Çorak toprağa dönerim Saatler bitmiyor yapayalnızım Yıllar var ki bitmiyor acım Bir gün ermektir sana muradım Sevmesen eğer kor ateşe dönerim Rüyalarıma girer endamın Unutulmaz senin hoş kokulu saçın Şu dünyada sana ermektir emelim Sen yoksan bir deri bir kemiğe dönerim Ender Aydoğan