Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bingöl Çobanları

Daha deniz görmemiş bir çoban çocuğuyum Bu dağların eskiden aşinasıdır soyum Bekçileri gibiyiz ebenced buraların Bu tenha derelerin, bu vahşi kayaların Görmediği gün yoktur sürü peşinde bizi Her gün aynı pınardan doldurur destimizi Kırlara açılırız çıngıraklarımızla. Okuma yok, yazma yok, bilmeyiz eski yeni Kuzular bize söyler yılların geçtiğini Arzu, başlarımızdan yıldızlar gibi yüksek Önümüzde bir sürü, yanımızda bir köpek Dolaştırıp dururuz aynı daüssılayı Her adım uyandırır acı bir hatırayı! Anam bir yaz gecesi doğurmuş beni burda Bu çamlıkta söylemiş son sözlerini babam Şu karşıki bayırda verdim kuzuyu kurda "Suna"mın başka köye gelin gittiği akşam. Gün biter, sürü yatar ve sararsan bir ayla Çoban hicranlarını basar bağrına yayla Kuru bir yaprak gibi kalbini eline al Diye hıçkırır kaval. Bir çoban parçasısın, olmasan bile koyun Daima eğeceksin başkalarına boyun Hülyana karışmasın ne şehir, ne de çarşı Yamaçlarda her aksam batan güneşe karşı Uçan kuşları düşün, geçen kerv