Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Felaket Görmeyen, Huzurun Kıymetini Bilmez

      Padişah acemi bir köle ile gemiye binmişti. Köle hiç deniz görmemiş, geminin... mihnetini tatmamıştı. Ağlamaya,inlemeye başladı.titriyordu. Avutmak için çok uğraştılar,bir türlü sakinleşmedi. Padişahın keyfi kaçtı.       Herkes aciz bir vaziyetteyken gemide bulunan yaşlı bir adam padişahın huzuruna çıktı. “Müsaade buyurursanız ben onu sustururum” dedi. Padişah da “lütfetmiş olursunuz” dedi. Yaşlı adam e...mretti, köleyi denize attılar. Köle birkaç kere suya battı çıktı. Sonra saçından yakaladılar, gemiye çektiler. Kölegemiye yaklaşınca iki eliyle dümene asıldı, oradan gemiye çıktı, bir köşede oturmaya başladı.          Yaşlı adamın yaptığı iş padişahı hayrete düşürdü. “Bu işteki hikmet nedir ?”Yaşlı adam cevap verdi: “Köle evvelce suya batmayı tatmamıştı. Gemideki selâmetin kıymetini bilmiyordu. İşte huzur ve saadet de böyledir, bir felâket görmeyen kimse, huzurun kıymetini bilemez.”
En son yayınlar

DÜĞÜM

Aşkın içimde ilmek ilmek ördüğüm bir düğüm Sana olan sevdam çözülemez bir kördüğüm Bir bulmacasın gönlümde çözdükçe çözdüğüm Her sözcüğünde bir sır var düğüm düğüm Sesini bir gün duymasam an ne an öldüğüm Yüzünü bir gün görmesem kurumuş güle döndüğüm Bir uykuya beraber dalıp aynı rüyayı görür olduğum Uykudan uyanıp da yanımda bulur olduğum Yaradan yaratmış ne güzelsin gördüğüm Sevmelere kıyamam ne hoşsun sen bulduğum Bir gün olur mu acep senin gönlüne düştüğüm Sual edip şu hatrımı bana sorar olduğun Ender Aydoğan

SEVDİĞİMSİN

Sen benim zaman mekan aşıp gelmiş sevgilim Kalu beladan beri candan içre sevdiğimsin Lütfedip bana bir bakış atsan canım efendim Gönül bahçemde çiçek açtıran sevdiğimsin Gizlesem de aşikar etsem de yâr-i cihanım Her zaman o mualla mevkide benim sevdiğimsin Gece gündüz aklımdasın lale yanaklı cananım Renk vermesen de içten içe yanan sevdiğimsin Yüreği bir bebek gülüşü kadar masum Yüreği tertemiz, güven veren sevdiğimsin Karlar eriyip de çiçekler açınca geleceğim Sen benim gönül koymayan sevdiğimsin

İÇİNDEYİM

Hem derin bir keder hem coşkun bir arzu içindeyim Heyecanla çarpan bir kalbin tam içindeyim Derdimi kimseye söyleyemem ne edeyim Senden başka çare yok gönlüme nideyim Hüzünlenen ruhuma bir neşe ver sevineyim Böyle geçmez günler haber ver güleyim Bir buse ver yaşayan ölüyken dirileyim Şöyle bir sarıl da tekrar canlanayım Bir bakışınla ateşler içinde yanayım Pervane olup etrafında döne döne öleyim Onulmaz bir derde düştüm ne yapayım Kırılsam da incinsem de içimde seni gizleyeyim Ender Aydoğan

YORULDUM

Yoruldum yanlış yerde aramaktan Sevip de sevilmemekten Her gece rüyamda seni görmekten Hayalinle oturup kalkmaktan yoruldum Yıktım köprüleri senin için Kaldım sonra iki nehir arasında Yedim gençliğimi sana varmak için Geçilmez yolları aşmaktan yoruldum Sordum titreyen dudaklarımla sana Tebessüm ettin cevap verip de bana Kırıldım sana en ince yerimden Kalbim yine hüzünlendi derinden Gönlündeki yerini bilememekten yoruldum İzzeti nefsimi ayakaltı ettim senin için Belki bir gün anlar diye ah ettim için için Üzülsem de belli etmedim sevdiğim için Davetime icap etmedin bilmem niçin Yıllarca seni beklemekten yoruldum Ender Aydoğan

BEKLEYİŞLER

Yitirdim gündüzümü gecemi Terk eyledim yaşadığım beldemi Sana verdim gönlümün meylini Gördüm bana uzattığın elleri Döktüm de geldim eteğimdeki taşları Yol eyledim çarşı ve pazarı Bir göreydin gönlümdeki yarayı Daha bekler miydin vermek için haberi Duyurmak için yârdan gelen müjdeyi Tutamadım içimdeki heyecanı neşeyi Kavuşmak için bekledim güzel gözlü ahuyu Doyamadım sevmelere tatlı sözlü yârimi İstedim ben muradıma ermeyi Yıllarca yedim en acı meyveyi Öğretti bana acılarla sevmeyi İçtim ben de zaman denen ilacı Ender Aydoğan

AĞLARIM

Çekilip de insanlar evine Akşam olunca Kaplar içimi bir başka hüzün Yanımda olmayınca Odama çekilip de duvarlar arasında Yapayalnız kalınca Çayım demlenirken sobanın üstünde Efkar basınca Çaresizliğime ağlarım Saatlerce hıçkıra hıçkıra ağlamaktan Gözlerim morarınca Şu hâlime eyvah deyip Saçımdaki son teli koparınca Anlatılmaz bir derde düşüp  İçten içe yanınca Çaresizliğime ağlarım Her ne kadar gülse de yüzüm Ağlar seni seni düşünmekten özüm Hoş sesini duymayınca Kalem elden düşüyor Gönülde sen olunca Yazılacak kelime bulunmaz Bir an aklımda olmayınca Söylenecek söz bulunmaz Bir an seni anmayınca Çaresizliğime ağlarım Ender Aydoğan