Ana içeriğe atla

Kelime Grupları Çalışma Kitapçığı 1

Düştü artık bize göllerde pekâlâ yüzmek! 
Yakamozlar saçarak her tarafından fenerim, 
Çifte sandal, yüzüyorduk, o yüzer, ben yüzerim!
 
Çok mu yüzdük bilemem, toprağı bulduk neyse;
 
Fenerim başladı etrâfını tek tük hisse.
 
1. Yukarıdaki metinden aşağıda belirtilenleri bulunuz.
1 isim fiil grubu:
1 zarf fiil grubu:
2 sıfat tamlaması:
1 birleşik fiil:
1 tekrar grubu:
Ayağımdan çıkarıp lâstiği geçtim ileri.
Sağa döndüm, azıcık gitmeden üç beş basamak
Merdiven geldi ki zorcaydı biraz tırmanmak!
Sola döndüm, odanın eski şayak perdesini,
Aralarken kulağım duydu fakirin sesini:
- Nerde kaldın? Beni hiç yoklamadın evlâdım!
Haklısın, bende kabahat ki 
haber yollamadım.
Bilirim çoktur işin, sonra bizim yol pek uzun...
Hele dinlen azıcık anlaşılan yorgunsun.
2. Yukarıdaki metinden aşağıdakileri bulunuz.
2 zarf fiil grubu:
1 isim fiil grubu:
2 isim tamlaması:
2 sıfat tamlaması:
On dört asır evvel, yine bir böyle geceydi, 
Kumdan, ayın on dördü, bir öksüz çıkıverdi!
 
Lâkin o ne hüsrandı ki: Hissetmedi gözler;
 
Kaç bin senedir, halbuki, bekleşmedelerdi!
 
Nerden görecekler? Göremezlerdi tabî'î:
 
Bir kere, zuhûr ettiği çöl en sapa yerdi;
 
Bir kere de, ma'mure-i dünyâ, o zamanlar,
 
Buhranlar içindeydi, bugünden de beterdi.
 
Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta;
 
Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi!
 
Fevzâ bütün âfâkını sarmıştı zemînin
 
Salgındı, bugün Şark'ı yıkan, tefrika derdi.
 
3.Yukarıdaki metinden aşağıdakileri bulunuz.
1 sayı grubu:
3 birleşik fiil:
2 sıfat fiil grubu:
2 sıfat tamlaması:
2 belirtisiz isim tamlaması:
1 belirtili isim tamlaması:
4.Aşağıdaki cümlelerde bulunan isim tamlamalarının altını çizerek çeşitlerini yazınız.
Arzu ölür mü? Onu can sıkıntısından bunalanlar bilir. Hayatla aralarında cama benzer şeffaf bir engel vardır. Sinekler gibi çırpınırlar, bu cam delinmez.
Bu kasvet dünyasında kalmadı özlediğim,
Namaz vaktinden başka, anını gözlediğim...
Zeynep: Açıkça söyler misiniz? Manzaram sizi sıkıyor, öyle mi?
Husrev: Manzaralar bazen sıkıntımızın elbiselerini giyer.
Zeynep: Devam edin, devam edin! Bütün hakaretlerinize razıyım.
Husrev: Ben size hakaret etmiyorum. Çok faydalı bir şeyi anlatmak istiyorum. Aramıza bir parça mesafe koymamız lâzım. Bu bir sanat meselesidir. Birbirimize bu kadar abanmamalıyız. Abandığımız zaman da ne bileyim, birimizin ağırlığı öbürüne bir tüy kadar gelmeli. Ah, bunlar anlatılmaz. Beni niçin konuşturuyorsunuz?
Zeynep: Konuşun, konuşun!
Husrev: (Gözleri dalgın, orta yere doğru söyler, sanki Zeynep yok.) İstediğim şeyleri söylüyorum. Bunları söylemek rahatsızlığımı büsbütün arttırıyor. Çok yalnızım. Yalnızlığımı gidermek için aldığım her tedbir, yalnızlığımı çoğaltmak oluyor.
Zeynep: Anlıyorum. Ben de bu tedbirlerden biriyim.
Husrev: Siz tabii sevklerini sıhhatle duyan bir insansınız. Kendinizi kolayca onlara bırakabiliyorsunuz. Bense öyle değilim. İçim vehim, zevksizlik ve hasta hesaplarla dolu.
Zeynep: Demek birbirimize bu kadar yabancıyız?
Husrev: Bundan şikâyet niçin? Sekiz sene evvel bu yabancılık yüzünden yaklaştık. Şimdi onu aşındırmaya bakmamalıyız. Yabancılığın bir sırrı var. Kurcalanmaz, örselenmezse iki ayrı insan arasında bir büyü bırakabilir. (Ayağa kalkar) Zaten her şey bir büyü işi. Büyülere dikkat etmeyi bilmeliyiz.
5. Aşağıdaki cümlelerden belirtilenleri karşılarına yazınız.
Belki yarın soğukta uyanmanın bir anlamı olur, sana çay pişirmek gibi. Ayaklarımın ucuna basarak yürürüm yataktan kalkınca. Tahtalar gıcırdar. Hayır, zamanla öğrenirim hangi tahtaların ses vermediğini. Sonra ne yaparım? Uyanmadı, çayın hazırlandığından haberi yok diye sevinirim. Bütün hayatımı, en ince ayrıntılarına kadar düşünerek hesapladığım iyiliklerin hayaliyle geçirdim albayım. Artık ne olacaksa olsun istiyorum.
1 isim fiil grubu:
1 edat grubu:
2 isim tamlaması:
1 sıfat fiil grubu:
2 sıfat tamlaması:



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Fuzuli'nin Gazelleri

GAZEL - 1 1. Dostum âlem seninçün ger olur düşmen bana Gam degil zira yetersin dost ancak sen bana 2. Aşka saldım ben beni pend almayıp bir dosttan Hiç düşmen eylemez anı kim ettim ben bana

OĞLUM-HİkÂYE

Bu öykümü özel çocukları olan dünyanın en özel en fedakar annelerine armağan ediyorum. Sevgimle... OĞLUM Doktorun muayenehanesinden çıktığımızda, şu an da olduğu gibi gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Eşim, çocuğumuzda bir tuhaflık var dediğimde, bana kızıp, küfrettiği gibi, doktora küfretmeye başladı. “Aslan gibi oğlumu, neden psikiyatra götüreyim” diye söylenip, durdu. O yıllar, Sivas’ta çocuk psikiyatrı değil, psikiyatr bile yoktu. Mahmut’umu, Ankara’ya bir psikiyatra götürmek için, babasını ikna edebildim. Nasıl ikna edebildiğimi ne düşünmek, ne de söylemek istiyorum. Ankara’da, çocuk psikiyatrının teşhis koyması çok uzun sürmedi. Gözlerime baktı, “Mahmut otistik” dedi. Otistik… Otizm ne ola… Otistik ne ola… İlacı… Nasıl ilacı olmaz… Vardır bir ilacı… Yok mu? Peki, kaç yaşında geçer… Hiç geçmez mi… Ben iyi bir annemiyim… Babasına yazıklar mı olsun… Olsun be doktor, babasına yazıklar olsun, nasıl anladın ki bunları… Mahmut’umun sırtında dayak...